Hollanda-Türk Federasyon Genel Başkanı

Federasyonun Kıymetli Yönetimi,

Sayın STK Başkanlarımız,

Değerli Vatandaşlarımız,

Baharın müjdecisi, doğanın yeniden doğuşunun simgesi olan Nevruz’u kutlamak üzere de bir araya geldiğimiz bu iftarda hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Nevruz, Çin Seddi’nden Balkanlar’a kadar uzanan çok geniş bir coğrafyada yaşayan ve dil, din ve etnik köken olarak birbirlerinden farklılıklar gösteren Türk halklarının ortak kültürel değeridir. Bu anlamda aslında tarihi İpek Yolu misali, bizleri birleştiren, biraraya getiren kesintisiz bir köprüdür.

Kimimiz ağaç dallarına çiğdemler ve kardelenler bağlar; kimimiz “buzkaşi” oynar; kimimiz sümelek pişirir; kimimiz yumurtaları renkli boyalarla boyar; kimimiz “Nevruziye” adlı şiirler yazar ve okur. Ancak hepimiz için ortak nokta, Yeni Gün’ün başlangıcı olmasıdır. Önümüzde uzanan günler için ümit, gönüllerimizde yeni yollar, bolluk ve berekettir.

Nevruz bahsettiğim bu geniş coğrafyada kimi tarihçilere göre 4 bin yıldır çeşitli şekiller altında kutlanmaktadır. Az önce Kazakistan Büyükelçiliği’nin düzenlediği Nevruz konserinde müzik icra eden grubun adı “Turan”, seslendirdikleri türkülerden biri “Köroğlu” idi.

Temsil ettiği tarihi ve kültürel değerler bütünü dikkate alınarak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 2010 yılında 21 Mart günü Dünya Nevruz Bayramı olarak ilan edilmiştir.

Aynı şekilde, Nevruz Dünya Manevi Kültür Mirası listesine de tescil edilmiştir.

Biz Türkler için ise, Nevruz’un ayrı ve özel bir önemi vardır.

Nevruz, Türklerin türeyiş destanı olan Ergenekon Destanı’nda Türk kavminin sarp dağlarla çevrili Ergenekon Vadisi’nden dağları delerek çıkışını da temsil eder.

Nevruz bu bakımdan, aşılması imkansız gibi görünen zorluklar, engeller karşısında birlik ve beraberlik gösterildiği takdirde nelerin başarılabileceğini, nelere erişilebileceğini anlatır.

Aziz dostlar, kıymetli hazirun,

Baharın gelişini, doğanın yeniden doğuşunu kutladığımız bu günlerde, ülkemizde büyük acıların yaşandığı bir dönemi geride bırakmaya gayret ediyoruz. 6 Şubat’taki deprem felaketlerinin üzerinden iki ay geçti. Büyük yıkım ve büyük kayıplar yaşandı. Dur durak tanımadan yaraların sarılması için milletçe çalışmaya devam ediyoruz. Nevruz ve Ramazan’ın buruk idrak ediyoruz.

Yiğit düştüğü yerden kalkar. Biz de azimle yeniden ve daha güçlü bir şekilde ayağa kalkıp, Nevruz’un müjdelediği yeniliklere emin adımlarla yürüyeceğiz.

Gönlümüz depremzede kardeşlerimiz iledir. Depremde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına sabr-ı cemil, yaralananlara acil şifalar diliyoruz. Sizler ülkemizde meydana gelen depremler vesilesiyle birlik ve dayanışma duygularını Ramazan ayından da önce en üstün şekilde sergilediniz. Depremlerde ülkemiz ve milletimiz ile göstermiş olduğunuz örnek dayanışma için hepinize tek tek ve ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Bu süreçte Türkiye’nin yanında duran, yardım elini uzatan, acımızı paylaşan tüm müttefiklerimize, dostlarımıza, kardeşlerimize bir kez daha teşekkürlerimizi sunuyorum.

Değişimi, dönüşümü, yeni umutları, yeni fırsatları ve yeni beklentileri temsil eden Nevruz’un, deprem bölgesindeki insanlarımızla birlikte hepinizin evlerine, ailelerine, yurtlarına güzellikler, bolluk ve bereket getirmesini diliyorum.

Birlik ve beraberliğimiz hiç bozulmasın, eksilmesin.