LAHEY BE18
Mart 2024

Büyükelçi Selçuk
Ünal’ın Hollanda Diyanet Vakfı’nın 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri
Anma Günü Vesilesiyle Düzenlediği Gençlik İftarı’ndaki Konuşması

Sayın
Hollanda Diyanet Vakfı Başkanımız,

Hollanda
Türk basının kıymetli mensupları,

Değerli
gençlerimiz,

Hollanda
Diyanet Vakfı’nın 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü
Vesilesiyle Düzenlediği Gençlik İftarı’na daveti için teşekkür ediyoruz.

109
yıl önce, 18 Mart 1915 tarihinde Osmanlı ordusu kendinden çok daha kalabalık ve
zamanın teknolojisi bakımından çok daha gelişmiş donanmalarının Çanakkale
Boğazı’nı geçerek İstanbul’u ele geçirme amaçlarını boşa çıkarmıştı.

O
gün, Türk milleti, tüm yokluk ve zorluklara rağmen, birlik ve bütünlük içinde
düşmana “Çanakkale’nin geçilemeyeceğini” destansı bir müdafaa ile göstermiştir.

Dünya
tarihine önemli bir dönüm noktası olarak altın harflerle yazılan bu zaferden bir
ay kadar sonra, 25 Nisan 1915’te düşman bu kez Çanakkale’yi karadan aşmak
istemiş, fakat üç kez denemesine karşın Mehmetçiğin cansiperane savunması
sayesinde yine başarısız olmuştur. Burada Sayın Cumhurbaşkanımızın Çanakkale
Zaferi’nin 2015 yılındaki 100. yıl anma törenleri vesilesiyle bildirdikleri
üzere, 25 Nisan ile 24 Nisan arasındaki iltisakın da altını önemli çizmek
isterim.

Kara
savunmasında Seddülbahir’de, Arıburnu’nda, Anafartalar’da, Kocaçimen’de,
Conkbayırı’nda yapılan kahraman savunma ve karşı taarruzlar; İngiliz, Fransız, Kanada,
Avustralya ve ANZAC birliklerinin Aralık 1915’te kesin olarak geri
çekilmelerinin yolunu açmıştır.

Bugün,
bu zaferin 109. yıldönümünde, Çanakkale destanını yazan yüzbinlerce Mehmetçiği
ve başta Anafartalar Kahramanı Albay Mustafa Kemal olmak üzere tüm
komutanlarımızı saygıyla, minnetle ve rahmetle anıyoruz.

Anneannemin
iki dayısı ve eşimin annesinin dedesi de o kahramanlar arasında Çanakkale’de
yatmaktadır. Çanakkale Tarihi Alan Başkanlığı’ndan bugün aramızda bulunan uzman
arkadaşımızın birazdan geçmişini anlatacağı ve Çanakkale Madalyası olarak da
bilinen Harp Madalyası ile takdir edilmiş olan kendi dedem ile de ayrıca gurur duyuyorum.
O kuşak bizim için savaştığı, gazi ve şehit olduğu için bugün bu töreni hür bir
şekilde yapabiliyoruz.

Sayın
Rotterdam Başkonsolosumuz da sizlere birazdan hafta içinde çeşitli
derneklerimizin etkinliklerinde kutlanan 12 Mart İstiklal Marşımızın Kabulü ve
Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü’nün önemini anlatacak.

Bildiğiniz
gibi, vatan savunmasında, görevleri sırasında, terörizmle mücadelede,
uluslararası barışı koruma görevleri sırasında hayatlarını kaybeden aziz şehitlerimizi
de 2002 yılından bu yana 18 Mart’ta anıyoruz. Bu vesileyle, Kore’de, Kıbrıs’ta,
Suriye ve Irak’ta, ülkemizin dört bir yanında düşen şehitlerimizi saygıyla
anıyorum.

Ayrıca,
dünyanın çeşitli şehirlerinde görevleri başında iken, ASALA başta olmak üzere
diğer Ermeni terör örgütlerince kahpece katledilen diplomatlarımızın ve Lahey’de
12 Ekim 1979’da şehit edilen, dönemin Büyükelçisi Mehmet Benler’in evladı,
Ahmet Benler dahil aile bireylerinin aziz hatıraları önünde de bir kez daha
saygıyla eğiliyorum. Ahmet Benler gibi şehitlerimizi unutmuyoruz. Onları
unutturmamak asli görevimiz olmalıdır. Zira şehitler ölmez, ancak ve sadece
unutuldukları zaman ölür. Bu kesimlerin yalan ve iftiraları ile tehditleri
bugün de devam ettiği için onları unutmayacağız, unutturmayacağız.

Ahmet
Benler dahil tüm şehit ve gazilerimizi bir kez daha saygıyla, rahmetle
anıyorum.

Teşekkür
ederim.